Çünkü aşk, ...

[MisTaqE !]

Çünkü aşk, giydiklerini, dinlediklerini, takıldığı mekanları değil,
onun sünnet izini, koca kafasını ya da ayrık dişlerini sevmektir. Aşk,
bazı günler onun karnına bir yastık koyup, o şekilde temizlik yapışını,
yemek hazırlayışını izlemekten keyif almaktır.

Gerçek aşk, yıllar sonra bile bluzunun askısı omzundan kaydığında, hala
içinin titremesidir. Ağlarken sarılıp öpüşmeye başladığınızda ağzına
giren sümüklerinin tadını sevmektir.

Aşk, seksi iç çamaşırları değil, paraya sıkıştığınızda, gözünden yaş
gelene kadar örüp sattığın berelerin parasıyla beraber yediğiniz
köftedir. Ekmeğin yumuşak yerini hep ona ayırmak, uyuduğundan emin
olduktan sonra uykuya dalabilmektir.

Çünkü gerçek aşk, regl döneminde yüzünde sivilce çıktığı zaman, ona
”Çok mastürbasyon yapıyorsun hep ondan çıkıyor bu sivilceler.”
dediğinde, kocaman açık bir ağızla attığı kahkahalar eşliğinde boynuna
atlamasıdır. Kavga ettiğiniz ve sen evi terk ettiğin zaman, döndüğünde
leş gibi anason kokan kusmuklu tuvaleti yıkarken, asla onsuz
yapamayacağını düşünmektir.

Aşk, onun parfümünün kokusunu sevmek değil, başın ağrıdığında, ta
anasının am*ndaki nöbetçi eczaneden koşup aldığı ve nefes nefese sana
getirdiği bir bardak suyla ilacını içerken, ona sarılıp ter kokusunu
içine çekebilmektir.

Lakin bi gün biri, arkasına bile bakmadan gider ve bütün bunları unutur.

Çünkü, gerçek aşk diye bir şey yoktur.

Aşk sabahın 4’ünde hala uyuyamamış olup saçma sapan şeyler yazmak, gerçekse; sigara, bira, müzik ve internettir.

İtirazı olan? Ben de öyle düşünmüştüm.


Alıntıdır*
'' Ebru Vatansever ''